21 Temmuz 2014 Pazartesi



YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

Büyük kutsallar, küçük kurbanlar

Köydeki o ıssız evde neler olup bittiğini herkes bilir, kimse bilmezdi.
Evin büyük oğlu, bir gece, küçük erkek kardeşi yatağına gelmediği için evi yakmaya kalktığında, zaten aslında bilen ancak bilmezden gelen bütün köy, yangını söndürmek için elbirliği etmişti.
Anadolu'nun yardımseverliği her yerde bilinirdi.
Elbette ki yanan bir evi elbirliğiyle söndürmek gerekirdi.
Herkes o kadar duyarlı, o kadar yardımseverdi ki, evin büyük oğlu, küçük erkek kardeşini, yatağına gelmeyi yine reddettiği için evin bahçesine çıkartıp gömdüğünde birkaç saat sonra hemen koşmuş, küçük çocuğu topraktan çekivermişlerdi.
Bir başka gün çocuğun üzerine kolonya döküp yakmaya çalıştığında müdahale eden ve sonrasında oğlundan dayak yiyen annesini nasıl da teselli etmişlerdi.

* * *

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

Devlet aklı

Devletlerin gelenekleri vardır, köklerinden ve ezberlerinden hiç kopmayan bir akıl.
O aklın yarattığı kahramanları vardır.
O yüzden kutsallarına sıkı sıkıya yapışan ülkelerde, "kahramanlar" devletin kabzasını okşadığı silahları tutanlardır.

* * *

7 Temmuz 2014 Pazartesi

Tahrik olanların ülkesi

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

Tahrik olanların ülkesi

Mağduriyet, 33'ü otelde yakılarak katledilen, toplam 37 kişinin öldüğü olaylarda yürüyenlerden biri olduğu için ağır ceza almaksa, bakın cezaevlerine, kimsenin burnunun kanamadığı olaylarda pankart taşıdığı için müebbet alanlar hala duvarlar arkasında.


17 Haziran 2014 Salı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU/YÜZLEŞME

Yüzünü örten kanlı bayrak

Yaşama hakkının haktan sayılmadığı, onurlu, eşit ve en önemlisi yaşadığını hissedeceğin hafif bir yaşamın sözünü etmenin yasaklandığı coğrafyaların kutsalları, kutsaldan kutsaldır.
Bu yüzden bir başkasının kutsalı paçavra, bir diğerinin ki ölümün hak edilmesinin kanıtı sayılabilir.
Bu yazıda anlatılanlar, yüzüne birileri için kutsal, birileri için sadece bez parçası bir bayrak örtülen, 17 yaşındaki bir delikanlının hikayesidir.

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

"Başımdan vuruldum, silahsızdım, ölümsüzüm"

Taş da atsa küfür de etse, kimsenin başının tam üzerine ateş edilemeyeceğini hep bir ağızdan konuşabildiğimizde, gerekli mi bilinmez ama bir parça biz olacağız.
Kafasının tam üzerine ateş edilen bir gencin vurulmasını meşrulaştırmak için fotoğraflar servis edilmediğinde ya da bütün arkadaşları rahatça yerlerine koşarken, bir tekme fazla atmak için gruptan kopan ve kalabalıkla arasında dönüp gitse kimsenin "ilişmeyeceği" kadar uzaklık bulunan birinin "linç" edildiğini savunmadığımızda.
Ya da ölen bir gence, bakmadan siciline üzüldüğümüzde ya da o an içimizde kabaran öfke değil de adalet istenci olduğunda, buralarda hep birlikte daha çok duracağız.

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

"Başımdan vuruldum, silahsızdım, ölümsüzüm"

Taş da atsa küfür de etse, kimsenin başının tam üzerine ateş edilemeyeceğini hep bir ağızdan konuşabildiğimizde, gerekli mi bilinmez ama bir parça biz olacağız.
Kafasının tam üzerine ateş edilen bir gencin vurulmasını meşrulaştırmak için fotoğraflar servis edilmediğinde ya da bütün arkadaşları rahatça yerlerine koşarken, bir tekme fazla atmak için gruptan kopan ve kalabalıkla arasında dönüp gitse kimsenin "ilişmeyeceği" kadar uzaklık bulunan birinin "linç" edildiğini savunmadığımızda.
Ya da ölen bir gence, bakmadan siciline üzüldüğümüzde ya da o an içimizde kabaran öfke değil de adalet istenci olduğunda, buralarda hep birlikte daha çok duracağız.

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

"Gece leylak ve tomurcuk kokuyor"

Ankara, her zamankinden gri.
Haziran'da hep böyle miydi hava, yoksa yaşanılan günlerin sanki tarihin bir yerinde, bir öyküye yakalanmış gibi hissettirmesinden mi bu rüya?