İlk gaz kararında polis ve İstanbul Valisi hatalı bulundu
"Hatanızı kabul edin, gereğini yapın"
Çocuğun başına kapsül, orantısız müdahale
Polise birey hakları konusunda kesintisiz eğitim uyarısı
Eğitim verin, etkili soruşturun
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara
İdarenin kusurlarını saptamak, kurum ve kuruluşları bu kusurları tazmin etme konusunda uyarmak amacıyla kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), Gezi Parkı olayları süresince tartışılan gaz bombası kullanımı konusunda ilk kararını verdi. Ombudsmanlık olarak da bilinen kurum, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylarda gaz kapsülü ile başından vurulan ve günlerce yaşam mücadelesi veren Dilan Alp için yapılan başvuruda, polisi kusurlu buldu. Kararda, polisin meslek yaşamı boyunca eğitilmesi, hatalı kolluk personelinin hesap vereceği bir yapının oluşturulması ve soruşturulmalarını engelleyen işlemlerin kaldırılması gerektiği vurgulandı. Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu imzalı kararda, Dilan için "Dilan'ın örgüt üyesi olduğu, marjinal grup üyesi olduğu, poliste kayıtlarının bulunduğu ve 1 Mayıs'taki çatışma içinde olduğunun” saptandığını açıklayan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da "masumiyet karinesi, kimliğin açıklanmaması, hiçbir çocuğun onur ve itibarına haksız saldırıda bulunulamayacağı" ilkelerine aykırı hareket ettiği vurgulandı. Karar, Gezi Parkı protestolarında yaşananlar için de emsal oluşturacak.
İstanbul'da, valiliğin 1 Mayıs kutlamalarının Taksim'de yapılmasına izin vermemesi nedeniyle yaşanan olaylarda lise öğrencisi Dilan Alp, gaz kapsülüyle başından vuruldu. Tarlabaşı'ndaki müdahale sırasında ağır biçimde yaralanan Dilan, kafatasında kırıklar oluşması üzerine hemen ameliyata alındı ve günlerce yaşama tutunma mücadelesi verdi.
Marjinal Dilan
Olayın ardından özellikle İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun, “Dilan'ın örgüt üyesi olduğu, marjinal grup üyesi olduğu, poliste kayıtlarının bulunduğu ve 1 Mayıs'taki çatışma içinde olduğu”na yönelik açıklamaları tepki çekti.
Gündem Çocuk Derneği ise Kamu Denetçiliği Kurumu'na İstanbul Valiliği aleyhine başvuruda bulundu. Derneğin başvurusunda, polisin orantısız güç kullandığı ve Vali Mutlu'nun da yaptığı açıklamalarla Dilan'ın haklarını ihlal ettiği savunuldu. Dernek başvuru dilekçesinde, “Yaşanan hak ihlalinin, Vali Mutlu ve polislerin kusurlarının tespiti, ihlallerin bir daha yaşanmaması için gerekli önlemlerin alınmasının tavsiye edilmesi ve Vali Avni Mutlu'nun kamuoyu önünde Dilan ile ailesinden özür dilemesi” talep edildi. Dernekle birlikte aynı konuda farklı başvurulur da KDK'nın önüne geldi.
İlk karar
KDK, konuyla ilgili kararını tamamlayarak, ilgililere tebliğ etmeye başladı. Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu imzalı kararda, anayasanın 90. maddesine göre, uluslararası anlaşmaların iç hukukta kanun hükmünde olduğu, AİHM kararlarının bağlayıcılığı, ombudsmanlığın birey hakları açısından bu kararları takip etmekle yükümlü olduğu anımsatıldı.
Orantısız müdahale
Kararda, 1 Mayıs'ta yapılan polis müdahalesinin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, anayasa ve Çocuk Koruma Kanunu'na aykırı olduğu belirtilirken, müdahale için, "orantısız kolluk müdahalesi" nitelemesi yapıldı. Kararda, bu müdahale sırasında atılan biber gazı kartuşunun isabet etmesi sonucu yaşı küçük Dilan Alp'ın yaralanmasında hatalı davranıldığının İçişleri Bakanlığı'nca kabul edilmesi gerektiği ifade edildi.
Hak ve özgürlükler konusunda eğitin
Kararda, kolluk güçlerinin bireylerin temel hak ve özgürlükleri saygılı, hoşgörülü olarak yetiştirilmeleri için insan hakları alanındaki uluslararası mevzuat ve uygulamalar hakkında uzun süreli ve meslek hayatları boyunca sürekli eğitime tabi tutulmaları yönündeki çalışmaların geliştirilmesi gerektiği de vurgulandı.
İzleme mekanizması
Kararda, kolluk görevlilerinin uluslararası sözleşmelerde garanti alınan hak ve özgürlüklere halel getirmeksizin ancak zaruri olduğunda kademeli ve orantılı güç kullanması gerektiği, bunun için kontrol, gözetim ve denetimlerin etkili şekilde yapılması, hatalı davranan kollukm görevlilerinin tespit edilmesi ve hesap verebilirliklerini sağlayacak bir izleme mekanizmasının oluşturulmasına yönelik yasa çalışmalarının tamamlanmasının zorunlu olduğu da kaydedildi.
İnceleme ve soruşturma
Kararda, güç kullanımının gerekli, makul ve orantılı olup olmadığının öngörülebilir, açık ve şeffaf şekilde tespit edilerek hatalı davranan kolluk görevlileri hakkında süratli, etkin bir inceleme ve soruşturma için süreci uzatan veya tıkayan işlemlerin kısaltılması veya kaldırılması yönünde gerekli tedbirlerin alınması istendi.
Mutlu'ya anımsatma: Hiçbir çocuğun onuruna saldırıda bulunulamaz
Kararda. İstanbul Valisi Mutlu'nun Dilap Alp'le ilgili basın acıtlamasında AİHS'ye, Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi'ne, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ne, anayasa ve Basın Kanunu'na aykırı davrandığı, masumiyet karinesi, kimliğin açıklanmaması, hiçbir çocuğun onur ve itibarına haksız olarak saldırıda bulunamayacağı ilkelerine aykırı hareket ederek hatalı davrandığını kabul etmesi gerektiği vurgulandı.
Özür gerekmez
Kararda, Mutlu'nun bu nedenle özür dilemesinin talep edildiği ancak özür dilemenin taraflar arasındaki bir manevi tatmin aracı olduğu, Dilan Alp'in ise kişisel başvurusunun bulunmadığı kaydedildi. Kararda, Mutlu'nun 1 Mayıs'taki olaylar nedeniyle tüm İstanbullular'dan özür dilediğine de dikkat çekildi. Dilan Alp'in bir uzlaşma talebinin de olmadığı ifade edildi.
İçişleri Bakanlığı ve İstanbul Valiliği'ne de tebliğ edilen karardaki öneri ve uyarıların uygulanabilir olmadığının düşünülmesi halinde bunun 30 gün içinde KDK'ya bildirilmesi gerektiği vurgulandı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder