Eski mahallede yeni dil
Hamamönü'nün araç girmeyen dar sokağına doğru yürüyüp, sobası tüten evlerin, 1970'lerde kalmış bir bakkalın önünden geçerek giriyoruz HDP Genel Merkezi'ne. Burası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı'nın eski binası.
Keşanlı Ali Destanı'na bile ilham kaynağı olmuş, Ankaralı kabadayıların semti Hamamönü'nde TİHV'nin bina kiralaması önce yadırganmış. Ancak mahalle halkıyla kurulan iyi ilişkiler bugün HDP'nin de alışılmadık genel merkezinde mahalleliyle içiçe yaşamasını kolaylaştırmış.
HDP, alışılmadık bir parti. Öncelikle tek bir parti değil, BDP'den EMEP'e, DSİP'ten SDP'ye, İstanbul LGBT'den Kaldıraç'a kadar uzanan partiler ve sivil toplum örgütlerinin biraraya gelmesiyle oluşturduğu, "ötekilerin" partisi.
Eşbaşkanlar Ertuğrul Kürkçü ve Sebahat Tuncel de dünkü basınla yaptıkları sohbet toplantısında hem bu kimliklerinin altını çizdi hem de neden ve nasıl bütün Türkiye'yi kucaklayan bir parti olduklarını anlattı.
Kaya, Önder ve MHP'liler
Kürkçü, neden CHP ile ittifak yapılarak yerel seçime girilmediğini çok net ve sert cümlelerle aktardı örneğin:
"Ankara'da adayımız Salman Kaya, 3 MHP'li adaya karşı yarışacak. CHP adayı Mansur Yavaş, Ak Parti Adayı Melih Gökçek ve MHP adayı Mevlüt Karakaya. Zaten Salman Kaya'nın öğrencilik yıllarında da yaşamı MHP'li militanlarla mücadele ile geçmişti. İstanbul'da CHP'li Sarıgül'le, AK Partili Topbaş arasındaki farklılık AVM sayıları ve gökdelen uzunluklarıdır. Adayımız Sırrı Süreyya Önder. 3 kez açıkladık. Halkçı siyaseti göstereceğiz."
Ve CHP ile yapılan ittifak görüşmelerinin içeriğini tek cümle ile özetledi:
"Bize 'oylarımızı bölüyorsunuz. Sizin de oylarınız güzel, bize verin ama aramızdaki ilişkiyi kimse bilmesin, bize zarar verir' dediler. İttifaksız siyaset yapmayı düşünen delidir. Ama ilkelerle yapılır bu siyaset. Ecevit dönemi CHP'si değil bu. Artık oy bölme, oy verme tartışması yok. Biz HDP olarak seçime giriyoruz."
Kürkçü, diğer sol partilerle rakip olmadıklarını ancak HDP ismi ile seçime girme kararlarının ittifak yapılmasına engel olduğunu da söyleyerek, "HDP ismiyle seçime girmezsek, kendimi göremeyiz, bu parti ölü doğmuş olur" dedi.
Türkiye'nin partisi
Kürkçü ve HDP, CHP'nin sağa kaydığını ve bunun önlerinde geniş bir alan bıraktığını da düşünüyor.
HDP'nin en yoğun karşılaştığı eleştiri, sadece çözüm süreci ve Kürt sorunu odaklı politika izledikleri.
Tuncel ise hükümeti istifaya davet etmelerinden, erken seçim çağrısı yapmalarına, çevreyle ilgili açıklamalarından, halkla sürekli içiçe olmalarına kadar uzanan çalışmalarını anlattı ve bu algıyı yok edemediklerini, sadece kavgayla gündeme getirildiklerini söyledi.
Çözüm sürecinin ise yolsuzluktan, demokratikleşmeye kadar birçok sorunun anahtarı olduğunu vurguladı.
Yaşananlara rağmen, süreç için "edi bese" (yeter artık) diyememelerinin nedenlerini, "Çözüme edi bese denilir mi?" diye vurguladı.
HDP'liler umutlu.
BDP ile ortak oylarının yüzdesinin baraja yakın çıkması halinde siyasetteki birçok dengeyi değiştireceklerini biliyorlar.
İlk kez barajı aşmaya bu kadar yakın olduklarını da.
Hamamönü'nde sobası tüten evlerin arasında farklı bir siyaset dilinin yeşerttiği umutlar da yükseliyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder