16 Aralık 2013 Pazartesi


YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

"Haberin var mı taş duvar?"

Şimdiki müze halini görenler bilmez ama o gece Ulucanlar'ın bütün duvarları yanmıştı.
İsyanlar, kuşatmalar, yangınlar, mafyaya kıyaklarla her zaman gündemdeydi o zamanlar o cezaevi. Bir tarafta, mafya üyesinin bir kadınla müdürün odasında buluştuğu haberleri, diğer yanda siyasi suçlardan tutuklu bulunanların 40 kişilik koğuşta, o yaz sıcağında 120 kişi kaldıklarını duyuramama halleri.
Artık nefes alamaz duruma geldikleri bir gün, tünel kazmak için değil, yan koğuşa geçmek için kırıp duvarları, biraz nefes alabilen o mahkumlar, artık çaresiz biçimde yapılacağından emin hale geldikleri operasyonu beklemeye başladılar.

8 Aralık 2013 Pazar

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

Duvar

36 yaşında daha, sağ kolu yok 23'ünden bu yana.

Ankara Konur Sokak'ta doğdu Veli Saçılık. NATO Yolu, kömür deposunun yanında, eski çöplüğün üzerindeki köyün lüks kaldığı mahalledeki gecekonduda büyüdü.
Ahmet Kaya dinliyordu sıkça.
Önce Sivas, sonra Gazi katliamı olduktan ve olaylar büyüdükten sonra artık gözaltındaydı mahalleleri. Ve mahalleli de korkmuş ve öfkeli.
Lise son sınıfta OSTİM'de işe girdi. OSTİM İşçi Birliği'nin yeni üyesiydi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü bildirisini dağıtma görevi verdiler. 16 Mayıs'ta gözaltına alındı, "Devlete ve erkeğe köle olmayın" yazan bildiriydi gerekçesi.

29 Kasım 2013 Cuma

Ali İsmail Korkmaz dosyasında yeni skandal

"Güvensiz şehir" skandalı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Taksim Gezi Parkı eylemlerinin Eskişehir ayağında 4'ü polis 8 kişi tarafından, gazdan kaçarken girdiği sokakta defalarca dövülmesi nedeniyle hayatını kaybeden Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne ilişkin dosyada yeni bir skandal daha yaşandı.

Eskişehir Valiliği ve savcılığının "Eskişehir güvenli değil" görüşü ve mahkemenin talebi doğrultusunda davayı Kayseri'ye nakleden Yargıtay'ın kararı tartışılırken bu tartışmaları boyutlandıracak bir karar daha verildi. Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi, tanıkların sanıklarla yüzleşeceği duruşmada dinlenmesi yerine güvenli bulunmayan Eskişehir'de dinlenmesine karar verdi. Eskişehir 2. Ağır Ceza Mahkemesi, Korkmaz'ın ölümü hakkında görüntülerin de silindiği skandallarla dolu soruşturma sürecinden sonra valilik ve savcılıktan "Davanın burada görülmesi güvenli mi" diye sormuştu. Hem valilik hem savcılık Gezi Parkı eylemlerinin Eskişehir'de yoğun yaşandığı Ali İsmail Korkmaz'ın bu kentte ölümünden dolayı büyük tepki oluştuğu, marjinal grupların eylemler yaptığı gibi gerekçelerle Eskişehir'in güvenli olmayacağını belirterek, yargılamanın başka kentte yapılmasını istemişti. Mahkeme, bunun üzerine Adalet Bakanlığı'na başvurmuş bakanlığın da bu görüşü yerinde görerek dosyayı taşıdığı Yargıtay, davanın Kayseri 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmesine karar vermişti.

2 meslektaşımız, 24 kişi göz göre göre ölmüş

Göz göre göre öldüler

Banka şubesine yönelik gözlem bütün çarpıklıkları ortaya koymuş

AFAD ile Bayram topu birbirine attı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Van'da büyük depremin ardından bölgede kalanların yerleştiği Bayram Otel'in ikinci depremde yıkılmasıyla ilgili davanın gerekçeli kararından skandallar çıktı. Aralarında gazeteciler Cem Emir ve Sabahattin Yılmaz'ın da bulunduğu 24 kişinin can verdiği otelin yıkılmasına ilişkin gerekçeli kararda, ilk depremden sonra kamu görevlilerinin otelde hiçbir denetim yapmadığı, denetim için AFAD'a başvurduğunu söyleyen otel sahibinin başvurusunun bulunmadığı belirtildi. Kararda, otelin altındaki Al Baraka Türk banka şubesinin ise banka yönetiminin görevlendirdiği uzman tarafından denetlendiği, uzmanın binada mutlaka teknik inceleme yapılması gerektiği yönünde görüş bildirdiği vurgulandı. Binanın 1978'den bu yana çıkan deprem yönetmeliklerinin hiçbirine uygun olmadığının vurgulandığı kararda, otelde kalanların basit bir denetimle bile hayatta kalabileceği, buna karşılık uzman incelemesi olmadan binanın kullanıma açıldığı vurgulandı. Kararda, 11 yıl 3 ay 10 gün hapse mahkum edilen Bayram'a, ölümlerin bu koşullarda öngörülebilir olduğu gerekçesiyle bilinçli taksir düzenlemesinin uygulandığı kaydedildi.

18 Kasım 2013 Pazartesi

Bütün ırmakları kurumuş bir dünya



YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

"Bütün ırmakları kurumuş bir dünya"

Kuşkonar köyü, Mart 1994.
Kürtçe ağıtlar eşliğinde inip kalkıyor kazmalar.
Bir yanda geriye kalanlar paramparça olmuş evlerinden artakalan eşyalarını derleyip topluyor, diğer yanda derin bir çukur kazılıyor.
O çukura, birazdan ziyaret edilecekleri ayrı bir mezarları bile olmayan 25 parçalanmış ceset konulacak.

14 yıllık sır ve bir "Doğu hikayesi": Borçlarını ödememek için öldürdüler, terörist diye gömdüler



Öldürdüler, "terörist" diye kodladılar, dosyayı kapattılar

"Terörist" olmadıkları mezarlarındayken açığa çıktı

14 yıl sonra cinayet fezlekesi

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Bir süredir faili meçhul dosyalarla, şüpheli biçimde kapatılan soruşturmaları yeniden ele alan Diyarbakır Cumhuriyet Başsvcılığı, benzeri ancak filmlerde görülebilecek sır dolu bir cinayeti aydınlattı. Savcılık, Bingöl'ün Genç ilçesinde öldürülen, çatışmada öldükleri söylenerek, kayıtlara "terörist" olarak geçen amca ve yeğenle ilgili dosyayı incelediğinde çarpıcı gerçeklere ulaştı. Öldürülenlerin sivil vatandaşlar olduğunu açığa çıkartan savcılık, cinayete karışan ve öldürülenlerin terörist olduğu şeklinde belge düzenleyen 5 özel harekat polisi için fezleke düzenledi. Fezleke, polisin, borç aldığı aileye parayı geri ödememek için bu tuzağı kurduğu gerçeğini açığa çıkarttı.

14 Kasım 2013 Perşembe

Vali Mutlu'ya "marjinal' uyarı: Çocuğun itibarına saldıramazsın

Ombudsmandan kritik karar

İlk gaz kararında polis ve İstanbul Valisi hatalı bulundu

"Hatanızı kabul edin, gereğini yapın"

Çocuğun başına kapsül, orantısız müdahale

Polise birey hakları konusunda kesintisiz eğitim uyarısı

Eğitim verin, etkili soruşturun

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

İdarenin kusurlarını saptamak, kurum ve kuruluşları bu kusurları tazmin etme konusunda uyarmak amacıyla kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), Gezi Parkı olayları süresince tartışılan gaz bombası kullanımı konusunda ilk kararını verdi. Ombudsmanlık olarak da bilinen kurum, 1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşanan olaylarda gaz kapsülü ile başından vurulan ve günlerce yaşam mücadelesi veren Dilan Alp için yapılan başvuruda, polisi kusurlu buldu. Kararda, polisin meslek yaşamı boyunca eğitilmesi, hatalı kolluk personelinin hesap vereceği bir yapının oluşturulması ve soruşturulmalarını engelleyen işlemlerin kaldırılması gerektiği vurgulandı. Kamu Başdenetçisi Nihat Ömeroğlu imzalı kararda, Dilan için "Dilan'ın örgüt üyesi olduğu, marjinal grup üyesi olduğu, poliste kayıtlarının bulunduğu ve 1 Mayıs'taki çatışma içinde olduğunun” saptandığını açıklayan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun da "masumiyet karinesi, kimliğin açıklanmaması, hiçbir çocuğun onur ve itibarına haksız saldırıda bulunulamayacağı" ilkelerine aykırı hareket ettiği vurgulandı. Karar, Gezi Parkı protestolarında yaşananlar için de emsal oluşturacak.

10 Kasım 2013 Pazar

http://gundem.milliyet.com.tr/er-kali-yi-suclamak/gundem/ydetay/1789747/default.htm

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

Er Utku Kalı'yı suçlamak

O bombalar patlamadan birkaç saniye önce; Reyhanlı'da çocuğunun okuluna gitmeyi tasarlıyordu belki birileri, birileri akşam ne pişireceğini.
Bazıları ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyordu, bazıları kart borcunu nasıl ödeyeceğini.
2013 Mayıs'ının 11'inde, saat 13.37 ve 13.40'da ardı ardına patlayan bombalarla öleceğini bilmeden insanlar düşünüyordu.
Er Utku Kalı ise o bombalardan kilometrelerce uzakta, alacağı tezkereyi.

22 Ekim 2013 Salı


YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

Uyan Berkin, baban geldi

Uyan Berkin, baban burada, bak yine geldi.
Hani o vurulduğunda, kaldırıma çöktüğün ilk anda, “Babama söylemeyin, üzülür, hastaneye bile götürmeyin, iyiyim” diye haykırmana neden olan adam.
Kara gözlü, kara kaşlı çocuk.
Sen uyurken, koca bir yaz, iki bayram geçti.
Okullar açıldı, sonbahar geldi.

13 Ekim 2013 Pazar

İki plastik terlik

http://gundem.milliyet.com.tr/iki-plastik-terlik/gundem/ydetay/1776759/default.htm

YÜZLEŞME/GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
yuzlesme@milliyet.com.tr

İki plastik terlik

“Yüzüm gözükmesin” dedi.
“Yüzüm gözükürse tanır, gelir, bulur beni.”
Bu fotoğraf, o yüzden bu açıdan çekildi.
Yorgundu.
Deli gibi çalışmanın, deli gibi eğlenmenin, tatillere gitmenin, uzun yollardan dönüşlerin değil.
Yaşayamamanın yorgunluğu.

9 Ekim 2013 Çarşamba

Yalman'dan çarpıcı açıklamalar

Jandarma istihbaratın kendi içinde yapılanması vardı

Jandarma etiği diye kitap yazdırttım

Operasyon öncesi en az ölüm nasıl olur diye konuştuk

Bana göre insan haklarına saygılı bir operasyondu

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

19 Aralık 2000'de 20 cezaevine eşzamanlı düzenlenen operasyonlarla ilgili tanık sıfatıyla ifadesi alınan dönemin Jandarma Genel Komutanı Aytaç Yalman, 30 kişinin öldüğü Hayata Dönüş Operasyonu'nda personelin, özverili, insan haklarına saygılı bir operasyon düzenlediğini düşündüğünü söyledi. JİTEM yapılanmasını anlamak için karargahta toplantı yaptığını anlatan Yalman, Hayata Dönüş öncesinde en az ölümün nasıl olabileceği konusunda toplantı yapıldığını, operasyona en az mukavemetin olabileceği cezaevinden başlanması yönündeki önerinin kabul görmediğini kaydetti.

Ahmet Yıldız'ın bedeli ayda 1250 TL

Ahmet'in bedeli bu kez daha pahalı

25 TL için öldü, 1250 TL'ye cezası çekilecek

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Adana'da 13 yaşında, ayarlarıyla oynanmış press makinasında çalışırken başı makinanın arasında kalan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Ahmet Yıldız'ın ölümüne ilişkin davadan yürek burkan bir karar çıktı. Mahkeme, bilirkişinin kusurlu bulduğu işyeri sahibini önce hapse mahkum edip daha sonra bu cezayı paraya çevirdi. Mahkeme, 30 bin TL olarak belirlediği para cezasının da 24 eşit taksitte ödenmesine hükmetti. Buna göre, haftada 25 TL için çalışırken ölen Ahmet Yıldız'ın ölümü nedeniyle ayda 1250 TL'nin 24 ay boyunca ödenmesi yetecek.

23 Eylül 2013 Pazartesi

"Hevi Jiyan", babasının suç delili oldu

Kızının ismi suç delili oldu

"Hevi Jiyan" suçu

Kürtçe harflerle nüfusa kaydedilen ilk bebeğin ismi örgüt delili

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Cezaevlerindeki tutuklu gazetecilerle ilgili tartışmalar devam ederken yaklaşık 2 yıldır tutuklu bulunan Divle Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Kenan Kırkaya'nın dava dosyasından "çarpıcı" kanıtlar çıktı. Kırkaya'nın evinin arandığı sırada o dönem 2 yaşında olan kızının görüntülerinin yer aldığı kasede incelenmeksizin, üzerinde "Hevi Jiyan" yazdığı için el konulduğu, kasedin hala suç kanıtları arasında saklandığı bildirildi. Nüfusa Kürtçe'de yer alan harflerle kaydedilen ilk bebek olarak, daha dünyaya geldiğinde haber olan Hevi Jiyan, ismi nedeniyle babasının dosyasındaki suç delillerinden biri haline de geldi. Kırkaya'nın dosyasındaki diğer suçlamalar da şaşkınlık yarattı.

22 Eylül 2013 Pazar

Korkmaz dosyasından çıkan şok bilgi

Şalteri indiren otel sahibi istihbarat elemanı çıktı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Gezi Parkı protestolarının Eskişehir ayağında polis ve polisle hareket eden esnaf tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın dosyasından yeni ve çarpıcı bir bilgi daha çıktı. Korkmaz'ın dövülme görüntülerinin silindiği ve kamera kaydetmesin diye otelin elektrik şalterini indiren Beşik Otel'in sahibinin emniyet istihbarat elemanı olduğu anlaşıldı.
Korkmaz'ın ölümünün ardından olayın hemen aydınlatılamamasında, darp görüntülerini çeken Harman Fırın ve Beşik Otel kameralarının kayıtlarının silinmesi etkili oldu. Jandarmanın kayıtların bir bölümünü kurtarmasıyla cinayet aydınlandı. Beşik Otel'in görüntü kayıtlarında yer alan, 74 saniye ve 18 dakikalık iki bölümde dövülme kayıtlarının bulunduğu ancak bu kısımların kurtarılamadığı da açığa çıktı. Otel sahibi Erdoğan Gözseçen, kayıp görüntüler için "elektrik şalterini indirdim" derken, emniyet amiri E.K'nın ifadesiyle kameraların Korkmaz'ı dövenler arasında yer alan polis Hüseyin Engin'in kapattırdığı anlaşılmıştı.

16 Eylül 2013 Pazartesi

Dink ailesinin gözyaşartan isyanı: Bu müsamerede artık yokuz

Dink ailesinden acı isyan

"Biz artık bu müsamerede yokuz"

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Hrant Dink cinayeti davasının Yargıtay'ın bozma kararından sonra bugün yapılacak ilk duruşması öncesi Dink ailesi, bir açıklama kaleme alarak bundan sonra duruşmalara katılmayacaklarını duyurdu. Yargılama ve soruşturma sürecindeki bütün ayıpların sıralandığı, hemen her satırında acı ve hayalkırıklığı ifadelerinin yer aldığı açıklamada, "Dink ailesi olarak, bundan böyle, bizlerle alay eden devlet mekanizmalarının oyununa alet olmayacak ve cinayet davasının yeniden görülmeye başlanan duruşmalarına katılmayacağız. Daha fazla kirlenmemek adına, yalanın su gibi içildiği, zorbalığın ekmek gibi yendiği; yaşam hakkı, insan hakkı, doğruluk, dürüstlük, hak ve hukukun ayaklar altına alındığı o duruşma salonlarına, artık girmeyeceğiz. Şimdiye kadar defalarca mahkemelere girdik çıktık. Üzerimize gülündü, hakaret edildi, 'Ya sev ya terk et' denildi. Ama en büyük alayı mahkeme, “Cinayette örgüt yoktur” diyerek etti. O Yargıtay'ı tanıyoruz. Biz artık bu müsamerede yokuz. Denedik olmadı. Bizler olduğumuz ve olmamız gereken yerde olacağız. Öyle ya da böyle, devlet eliyle, sopasıyla, copuyla, bombasıyla öldürülenlerin yakınlarının yanında. Daha iyisinin değil, iyinin kavgasında. Salonlarda değil, sokaklarda, caddelerde, meydanlarda" denildi.

8 Eylül 2013 Pazar

Bir anne ve 4 çocuğunu kurşuna dizip, örgütün üzerine yıkmışlar

Evlerinin avlusunda infaz edildiler

Zamanaşımına çeyrek kala açığa çıktı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Şırnak’ın Cizre İlçesinde aynı aileden 5 kişinin kurşuna dizilerek öldürülmesiyle ilgili yürütülen soruşturmada yıllar sonra çarpıcı gelişmeler yaşandı. Savcılık olay sonrası tutulan tutanak ve hazırlanan fezlekede olayın PKK tarafından işlendiği iddia edilmişse de, toplanan delillere göre bu kişilerin infazının dönemin Cizre Jandarma Komutanı tarafından gerçekleştirildiğini belirtti. Dosya dava açılmak üzere Cizre Başsavcılığına gönderildi.

1 Eylül 2013 Pazar

Cezasız bir tecavüz hikayesi

Cezasız bir tecavüz hikayesi

Ne çok utandım o an kocamın yanında

Bazen, bir haberi aşıp geçiyor içindeki hikaye. Oradan bakınıp duruyor, içeriden, habere sığmaz bir halde.
Bilen bilir, ailenizden birisi "teröristse" hepiniz "teröristsinizdir".
Örneğin delik deşik küçük atleti "daha küçücük bir çocuğum" diye bağıran Uğur Kaymaz'ın "büyüklüğünü" kanıtlamak için tanıkların tüy tüy bıyıkları yakıştırmalarına küçücük bedenine bakmayın, "terörist" ilan edilmeniz için öyle kanıt-tanık falan da lazım değildir.

8 Ağustos 2013 Perşembe

Polis, son tekmeyi attı ve öldürdü: Ali İsmail'i böyle öldürdüler



Polis talimatıyla öldüren dayak

Polis, yere yığılmışken kafasını tekmelemiş

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Gezi Parkı protestolarının Eskişehir ayağında, biber gazından kaçarken sığındığı sokakta dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz'ın defalarca darp edildiğini kayıt altına alan ancak polis incelemesi sonrasında "silindiği" belirtilen görüntüler, jandarma tarafından kurtarıldı. Gelen rapor doğrultusunda gözaltına alınan 8 kişiden biri polis 4 kişi tutuklanarak cezaevine gönderilirken, tutuklanan fırın sahibi İ.K.'nın akrabalarıyla birlikte Korkmaz'ı çelme takarak düşürdüğü ve sonrasında dövdüğü, polis memurunun da dayaktan sonra bilincini kaybederek yere yığılan Korkmaz'ın kafasına yerde oturduğu sırada tekme attığı anlaşıldı. Zanlılar, Korkmaz'ı, polisin talimatı nedeniyle düşürüp dövdüklerini anlattı. Tutuklananlar, görüntüler nedeniyle sadece Ali İsmail'i değil, bir başkasını dövdükleri savunmasını yapabildi. Eskişehir Başsavcısı ise görüntüleri silen kişinin "sivil" olduğunu ve polis olmadığını açıklarken, bu açıklamasını görüntüleri silen kişinin beyanına dayandırdı. Ancak görüntülerin silindiği akşam harddiskin polis tarafından teslim alınmış olması da dikkati çekti.

7 Ağustos 2013 Çarşamba

Bir zamanlar Gençlerbirliği'nde-Behzat da gelince

(Bu yazı Solfasol'de yayımlanmıştır)

Behzat da gelince

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Her şey biraz vardı da her şey biraz eksikti sanki.
Sonra o vicdanlı, içi efendi dışı asi halleriyle Behzat da geldi.
Ben bir ara futbolcu olmuştum.
Gazeteci olmadan biraz önce, hem de Gençlerbirliği’nde.

1 Ağustos 2013 Perşembe



Elimde kanlı ve kalın bir cam parçası, kalbimdeki derin kırıkların üzerinden geçiyorum.

İlk kez kalbimin kırılabildiğini öyle ateşe dokunur gibi öğrendiğimde, baharın neşesine bir çığlık karıştı.
Bundan sonra hiçbir şeyin, hiçbir zaman eskisi gibi olamayacağını gösteren bir takvim belirdi göz perdelerinde.
Kapatırken göz kapaklarını son kez bir ölünün, biraz sonra toprağa karışacak neşe, isyan, hüzün, yaşamak arzusunu da avuçlarında bırakıyordun son kez gördüğün gözlere.

İkinci kez geçerken ilk kırıkların üzerinden, bir morg kapısıydı.
Künyesi ayak parmaklarına asılmış bir yaşanmamışlık.
Bakmaya doyamadığın güzelliğiyle sanki uykuda gibi bir sıradanlaşmışlık.
İterken o tekerlekli sedyeyi, dolap kapağını son kez kapatmadan önce, uykuda biriyle vedalaşmanın garipliğiyle döndüm kırık kalbime.

Şimdi de elimde kanlı ve kalın bir cam parçası, derin kırıkların üzerinden geçiyorum.
Direnecek halinin kalmadığı ve fakat direnişin coşkusunu kanı azalmış damarlarında duyarak kalkarken ayağa, tepetaklak yıkılmak yine o serin toprağa.
Bir toprak parçasının üzerinden oturup, yerin altındakilere seslenebilmek.
- O aşağıdaki fırtına benim artık özlediğim.
Bak yenildim, bak bitti, bak kalmadı artık gölgeli ikindilerim.

Direnmenin alemi yok, aşağıda olabilmek artık asıl devrim.

Hoşçakal derken bir gece ayın altında, göl kurudu, yaprak düştü, dal kırıldı.
Bir ebedi hikayeydi, asri zamanlarda bitti.

Sızı dindi, kan kurudu.
Elimde kanlı ve kalın bir cam parçası şimdi.


30 Temmuz 2013 Salı

Kopan ve köpeğin ağzında bulunan kol, kendi kusuruymuş

Köpeğin ağzında bulunan kol kendi kusuruymuş

Zafer işareti yapma, kolunu kopartırım

150 bin TL'yi geri ödemesi isteniyor

13 yıllık "kolsuzluğun" bedeli

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Burdur Cezaevi'ne yönelik müdahale sırasında duvarı yıkmaya çalışan dozer kepçesinin darbesiyle kolu kopan, kopan kolu saatler sonra bir köpeğin ağzında bulunan bulunan Veli Saçılık, devlete karşı açtığı tazminat davasını kaybetti. Danıştay, açtığı ilk davada haklı bulunan ve 150 bin TL tazminat ödenen Saçılık'ın isyana aktif olarak katıldığı sırada dozer kepçesinin darbesiyle kolunu kaybettiğine ve bu durumun kendi kusurundan kaynaklandığına hükmetti. Olay sırasında cezaevinde bulunmasına neden olan ceza davasından beraat eden, cezaevi isyanı davasında, yargılama lehinde seyrederken dosyanın zamanaşımına girmesi sonucu hakkında karar verilemeyen, bu süreçte İçişleri Bakanlığı bünyesinde memur olarak da çalışmaya başlayan Saçılık'ın "haksız" bulunmasına dozer operatörü ile cezaevindeki bir hükümlünün "isyana katılmıştı" beyanları gerekçe gösterildi. Ancak kararda atıf yapılan hükümlünün sonraki ifadelerinde kendisinin de işkence gördüğünü belirterek Saçılık'tan hiç söz etmediği, dozer operatörünün de sanığı olduğu davadaki savunmasının dikkate alındığı ortaya çıktı. Diğer cezaevi operasyonlarına da emsal olacak davada dozer operatörünün beraat etmesi, kopan kola bedel ödenmemesine gerekçe gösterildi.

26 Temmuz 2013 Cuma

Dinleme şikesi

Maç değil "dinleme" şikesi

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın şike davasına ilişkin tebliğnamesinden, Türkiye genelindeki dava ve soruşturmaları etkileyebilecek tartışmalı yorumlar çıktı. Tebliğnamede, sanıkların telefon dinleme kayıtları dışında delil bulunmadığı, Ceza Muhakemesi Kanunu'na göre dinleme tedbirine son yöntem olarak başvurulabileceği ve tek başına kayıtların delil olamayacağı itirazlarına, "basit suç şüphesi bile dinleme için yeterlidir. Kuvvetli şüpheden kasıt, basit suç şüphesidir" yanıtı verildi. Böylece, CMK'da yer alan, dinleme yöntemine sıkça başvurulmasını engellemek için getirilen tedbirler konusunda tartışma yaratacak yorumlara imza atıldı. CMK'daki tedbirler için de "bu tür kaygıların söz konusu tedbirleri uygulanamaz duruma getirecek şekilde yorumlanması da düşünülemez" denildi. Fenerbahçe'nin 4 maçta, Beşiktaş'ın Türkiye Kupası finalinde şike yapmakla suçlandığı tebliğnamede, Trabzonspor'un, Fenerbahçe ile ilgili hemen her kararı temyiz etmesi dikkati çekti. Savcılığın, yaşamını yitirmesine rağmen kayıtlardan düşmediği eski Fenerbahçe Yöneticisi Serkan Acar'ın tebliğnamesi de dün ailesine gönderildi. Tebliğnamede, şike suçları için rüşvet suçu örnek verilerek, maç sonucu etkilenmemiş olsa bile kişiler arasında anlaşma yapılmasının suçun oluşması için yeterli olduğu savunuldu.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

7 çocuk babasından erkek çocuğa tecavüz ve farklı bir savcı

Çocuğun istismar dramı

İşte istismarın etkilyeri

"Kötü rüyalar, sinirlenme, anlamama, korku"

Erkek çocuğa 3 yıl boyunca tecavüz etmiş

7 çocuk babası, çocuğa 3 yıl boyunca istismarda bulunmuş

Böyle savcılar da var

Eve baskın yaptırdı, delilleri topladı

"Eve geldi" diye rıza var demedi

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Son dönemde Türkiye geneline yayılan çocuğa yönelik cinsel istismar davalarına yenisi eklendi. Ardı ardına "istismar" haberlerinin geldiği Siirt'ten, bu kez de Kuran öğretmek için evine götürdüğü erkek çocuğa 3 yıl boyunca tehditle tecavüz eden 7 çocuk babası sanığın haberi geldi. Çocuğun detaylı ifadesi ile açığa çıkan olay sonunda savcı, benzer olaylardaki iddianame ve kararlardan farklı olarak sanığa herhangi bir indirim talebinde bulunmazken, çocuğun sanığın evine gitmesini de "rıza" saymadı. Çocuğun Adli Tıp raporunda ise istismarın etkilerini gösteren çarpıcı tespitler yer aldı. Kendisine ve ailesine kötülük yapılmasından korkan, sorulanları tekrarlanmadıkça anlamayan, zaman zaman aşırı sinirli, zaman zaman durgun olan çocuğa travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulurken, rüyalarında bile kendisini kovalayan ve yakalamaya çalışan bir adamı gördüğü, belli sokaklardan hala geçemediği saptamaları sıralandı.

21 Temmuz 2013 Pazar

Haziran ölüleri

İnsanlık müzesi

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
gokcer.tahincioglu@milliyet.com.tr

En sonda söylenmesi gerekeni en başta söylemek sağlar mı anlaşılmasını:
"Aslında tam da böyle davranılmasa, zaten bunların hiçbiri olmayacaktı ki."

Haziran ölülerinin yüzleri geçiyor durmadan gözlerimizden.
Umutlu, heyecanlı, evine dönüp de doğru yanlış, eksik fazla yaşadığı heyecanı anlatacak, isyan edecek, kızacak, gülecek çocukların yüzleri.
Çocuk onların hepsi.

Gözlerini kaybetmiş, kafatası çatlamış, kafası çökmüş, bedeninin her yanı işkence ile mühürlenmiş çocukların fotoğrafları geçiyor gözlerimizden.

16 Temmuz 2013 Salı

Yargının "utanç" anlayışı: 4 çocuğun istismarından yine "kıyak ceza" çıktı

http://gundem.milliyet.com.tr/utanc-davasinda-iyi-hal-indirimi-/gundem/detay/1737176/default.htm

4 çocuğu istismar et, firar et, iyi hal indirimi al

Firar üzeri "iyi hal" indirimi

"Cezayı fazla verdik" diye de indirim yapılmış

Rekor denilen cezadan kıyak çıktı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara


Siirt'te yöneticisi olduğu okuldaki küçük kızlara cinsel istismarda bulunan, skandal açığa çıktıktan sonra uzun süre firari yaşayan, dosyanın kapatılması için Siirt'te aile üzerinde toplumsal baskı kurmaya çalışan ve yakalandıktan sonra duruşmaları izleyen kadınlara hakaretlerde bulunan okul müdür yardımcısı Fahrettin K.'ya, indirimli ceza uygulandığı ortaya çıktı. Daha önce davanın 10 tutuklu sanığını 5 ila 32 yıl arasında değişen oranlarda hapis cezasına mahkum eden ancak başta tatminkar bulunan cezalarda çok sayıda indirim yaptığı ortaya çıkan Siirt Ağır Ceza Mahkemesi'nin, 4 kız için toplam 46 yıl hapisle cezalandırdığı Fahrettin K.'nın cezasında da birçok indirime gittiği açığa çıktı. Yargıtay da Fahrettin K.'nın indirimli cezasını onadı.

14 Temmuz 2013 Pazar

Ahh kardeşlik, şimdi bilmem sazın kimde...




Ahh kardeşlik, şimdi bilmem sazın kimde

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
gokcer.tahincioglu@milliyet.com.tr

Kızılay'da, Ankara'nın neredeyse yarısının katıldığı eylemde, o bankacının, memurun, işçinin yerine öldürülen Ethem Sarısülük'ün ağabeyi Mustafa Sarısülük haykırıyor 140 karakterle:
"Ahh kardeşlik. Dün gibi aklımda evdeki her şeyi arkadaşlarına dağıtışın.. Şimdi bilmem sazın kimde, kıyafetlerini kimler aldı?"

Kuğulu'da günlerdir mumlar yanıyor.
Daha önce biri yaktığında diğerinin üflediği mumların durmadan yanması için birbirlerine mesaj bırakıyor mumlara sahip çıkanlar.

13 Temmuz 2013 Cumartesi

Ağabeyi konuştu: Kamera kayıtları alındı ve silindi

Korkmaz'ın ağabeyinden şok iddia:

"Kamera kayıtları alındı ve silindi"

"Otel müdürü, 'silmişler' dedi"

"Keşiften önce aldılar, silinmişini verdiler"

"O kopyalar nerede"

Vidaların aşınmasının nedeni ortaya çıktı

Acılı babanın feryadı: Katilleri bulun

Ölüm sokağı            

Valiye sert tepki

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Gezi Parkı protestolarının Eskişehir ayağında, 2 Haziran'da dövülen ve 38 gün komada kaldıktan sonra yaşamını yitiren 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'ın ölümüne ilişkin soruşturmada skandallar bitmiyor. Korkmaz'ın öldürüldüğü Sanayi Sokak'taki kameralardaki görüntülerin silinmiş ya da eksik çıkması konusunda Emniyet Genel Müdürlüğü, "Otel sahibi tedbir amaçlı şalteri kapatmış" açıklamasını yaparken, Korkmaz'ın avukat ağabeyi Gürkan Korkmaz çarpıcı iddialarda bulundu. Gürkan Korkmaz, "Kardeşimin öldürüldüğü sokakta kameralar var. Polis, otele gelip kayıtları alıyor. Başta açamadığından teknik personel çağrılıyor otel aracılığıyla. Sonra görüntüler kopyalanıp, kamera iade ediliyor. Savcılık keşfinde ise görüntüler yine açılmıyor. Teknik personel yine geliyor, bilirkişi inceliyor ama görüntüyü bulamıyor. Otel sahibinin 'silmişler o zaman' beyanı tutanaklara girdi. Kopyası bile ortada yok o görüntülerin" dedi. "Ali İsmail'i arkadaşları dövmüş olabilir" diyen Eskişehir Valisi'ne Korkmaz ailesi sert tepki gösterirken, acılı baba Şahap Korkmaz, "Katilleri bulun. İsteseler 24 saatte bulurlardı. Bunun yerine içimizi acıtan açıklamalar yapılıyor" dedi. Soruşturmaya ilişkin delil karartma iddiaları da devam ediyor.

12 Temmuz 2013 Cuma

Ali İsmail'i böyle öldürdüler, dosyasını böyle kararttılar

İnanılmaz rapor

Kafatası parçası, tıbbi atık sayılarak atıldı

İşyerlerinin kameralarının görüntüleri bile boş çıktı

Otel görüntülerinin 20 dakikası silindi

Kameranın vidaları aşınmış

Defalarca ayağa kalktı, defalarca dövdüler

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Gezi Parkı eylemlerinin Eskişehir ayağında kimliği belirsiz kişilerce dövülerek öldürülen 19 yaşındaki Ali İsmail Korkmaz'la ilgili bilirkişi raporundan, skandallar, dosya karartma girişimleri ve yürek yakan detaylar çıktı.

9 Temmuz 2013 Salı

Gaza karşı yüzünü kapatırsan tutuklanırsın, yüzü açık pala sallarsan serbest kalırsın

Adalete sallanan "pala"

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

İstanbul'da, Gezi Parkı protestoları sırasında pala ile göstericilere saldıran, gösterici bir kadına pala ile vurup, uçan tekme atan, polis araya girince palayı göstericilere fırlatan Sabri Çelebi'nin serbest bırakılması, İstanbul ve İzmir'de eli sopalı ve satırlı gruplara yönelik bugüne kadar bir işlem yapılmamaması, akıllara Gezi Parkı protestoları kapsamında "terör örgütü üyeliği", "mala zarar verme", "yaralama", "polise direnme" gibi suçlardan tutuklananlar hakkındaki kanıtları getirdi. Buna göre, yargı, pala ile saldırmayı tutuklama nedeni saymazken, gaz maskesi, slogan atma, evlerden çıkan kitaplar tutuklama nedeni sayıldı.

Taş atana rücu et, öldürene etme

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ndeki onlarca işkence ve yaşam hakkı ihlali davasının faturasını mahkum olmuş kamu görevlilerine fatura etmeyen devlet, kimin attığı belli olmayan taşlardan dolayı yaralanan ve 3 günlük "hafif yaralı" raporu nedeniyle bin 635'er lira tazminat ödenen iki polisin tazminat bedellerini "suçlu bulunmayan" eylemciden almak istedi. İçişleri Bakanlığı'nın protestoya katılan tek biri kişiden iki polise ödenen tazminat bedelini rücu etmek için açtığı dava yargıdan döndü. Yargı ise bu kararı, göstericinin taş attığını gösterir delil olmamasına dayandırdı. Davada son sözü Yargıtay söyleyecek.
Batman'da 13 Aralık 2009'da yaşanan olaylardan sonra ilginç bir dava açıldı. Kentte yapılan protesto gösterisinde yaşanan olaylarda, eylemcilerle polis arasında çatışma çıktı.

5 Temmuz 2013 Cuma

Anayasa Mahkemesi kararının perde arkası: Eski davaya eski, yeni davaya yeni süre

Anayasa Mahkemesi'nden kritik iptal

10 yıllık uzun tutukluğa iptal, Meclis'e 1 yıl süre

Uzun tutukluluk düşüyor ama meşhur davalarda umut yok

Tutukluluk süreleri yeniden belirlenecek, yeni davalarda yargılanan sevinecek

Eski davalara özel gerekçe: Onlar için hala 10 yıl

Eski davalarda 10, "28 Şubat" gibi davalarda kısaltılmış tutukluluk uygulanacak

Tek umut AİHM kriterlerinde

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Anayasa Mahkemesi, çarpıcı bir karara imza atarak terör ve örgütlü suçlarda uzun tutukluluk süresinin 10 yıl hesaplanmasına dayanak oluşturan, Terörle Mücadele Kanunu'nun 10. maddesindeki düzenlemeyi iptal etti. Yüksek Mahkeme, devam eden davalar açısından heyecan yaratan kararını "bu davalarda uzun tutukluluk süresinin adli suçlarla ilgili davaların iki katı olmasının ölçülü bulunmadığı" gerekçesine dayandırdı. Mahkeme, bu görüş doğrultusunda, TBMM'ye bu konuda yeni bir yasal düzenleme yapması için 1 yıl süre tanıyarak, devam eden davaların tutuklu sanıklarının tahliye umutlarını azalttı. Buna göre Meclis, bu suçlar yönünden yeni bir uzun tutukluluk süresi belirleyecek. Süreyi örneğin 7,5 yıl olarak saptayabilecek. Yüksek Mahkeme, 3. Yargı Paketi'ndeki devam eden davaların eski özel yetkili mahkemelerde bitene kadar sürdürülmesi kuralı ile ilgili bir karar vermedi. Böylece, Ergenekon, Balyoz, KCK gibi davalar açısından 10 yıllık uzun tutukluluk süresinin bu davalar kesin hükme bağlanana kadar geçerli olacağı yorumunu yaptı. 28 Şubat davası gibi 3. Yargı Paketi yürürlüğe girdikten sonra açılacak davalarda ise iptal kararı uyarınca belirlenecek yeni süre uygulanacak.

4 Temmuz 2013 Perşembe

Ethem'in ailesi böyle reddedildi



Sarısülük dosyasında itiraz bile görüşülemedi

Savcı itiraz etmedi, ailenin başvurusu reddedildi

Aileye yanıt: "İtiraz hakkınız yok"

O bilirkişi raporuna rağmen serbest

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Taksim Gezi Parkı protestolarının Ankara ayağında polis kurşunuyla yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'ü vuran Ahmet Ş.'nin serbest bırakılması kararına yapılan itiraz esastan görüşülmeden reddedildi. Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi, Sarısülük ailesinin serbest bırakma kararına itiraz hakkı olmadığını belirterek, ailenin itirazını reddetti. Daha önce polis memurunun tutuklanmasını talep eden savcılığın da serbest bırakma kararına itiraz etmemesi nedeniyle, zevik kuvvet polisi Ahmet Ş.'nin tutuklu yargılanma olasılığı bitti. Ahmet Ş., serbest bırakıldıktan sonra çıkan, polis memurunun bileğine taş geldiği, olay sırasında yere düştüğü ve linç edileceği iddialarını çürüten bilirkişi raporu da mahkeme dosyayı esastan incelemeden reddettiğinden bu aşamada görüşülemedi.

29 Haziran 2013 Cumartesi



Kimsenin bilmediği Ethem: 3 çocuk, bir defter

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Taksim Gezi parkı protestolarında polis kurşunuyla
yaşamını yitiren Ethem Sarısülük, 26 yıllık kısa hayatını yoksulluğa karşı mücadeleyle geçirmiş, erken büyümüş çocuklardan.
Sarısülük'ün Batıkent'teki evindeyiz. Birkaç gazeteci, Ethem'le ilgili konuşmak için buradayız. Ailesini beklerken, karşımızdaki televizyondan ağabeyinin öfkeli sesini duyuyoruz.
"Ethem, örgüt kampında değil, Hakkari'de karakol inşaatında çektirdi o fotoğrafı".
Özür dileyerek yanımıza geliyor annesiyle birlikte birkaç dakika sonra. Mustafa Sarısülük, daha 33 yaşında ama Ethem'in hem diğer kardeşlerinin babası gibi. Yanında, kederi yüzünden okunan annesi Sayfı Sarısülük.

28 Haziran 2013 Cuma

Sarısülük ailesinden itiraz:

"Diğer polisler kaçarken kaçmadı, öne çıktı, ateş etti"

"Taşa karşı silah meşru müdafa değil"

Ethem'in yengesine tehdit

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Taksim Gezi protestolarının Ankara ayağında vurularak yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'ün ailesi, kamera görüntüleri ve balistik raporuyla Sarısülük'ü vurduğu ortaya çıkan çevik kuvvet polisi Ahmet Ş.'nin serbest bırakılması kararına itiraz etti. Dilekçede, Ahmet Ş.'nin geri çekilme emrine rağmen, öne çıkarak yerdeki bir göstericiyi tekmelediği, kaçmayarak ateş ettiği ve öldürme kastıyla hareket ettiği öne sürülürken, Yargıtay içtihatlarına atıf yaparak, "Taşa karşı silah meşru müdafa olmaz" denildi.

26 Haziran 2013 Çarşamba


Kardeşim Ethem...















Hiç karşılaşmadık seninle.
Ama kardeşimsin..

Şimdi, yüzüme vurup duran o suçluluğun nedenini de biliyorum.
Hiç karşılaşmadık ama seni tanıyorum.

O dava böyle açılırsa polise ceza verilmeyecek

Cinayetin tanıkları "örgüt operasyonunda" gözaltına alındı

Medya çekmese, cinayet faili meçhul kalacaktı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara


Taksim Gezi Parkı protestolarının Ankara ayağında yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'ü vuran polisin mahkemece adli kontrol kararıyla serbest bırakılmasının ardından çarpıcı bir bilgi daha açığa çıktı. Sarısülük'ü tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk eden savcılığın, sevk maddesinin polis için ceza öngörmediği anlaşıldı. Buna göre, tutuksuz yargılanacak olan çevik kuvvet polisi Ahmet Ş. hakkında bu maddeden dava açılırsa, suçlu bulunsa bile ceza verilmeyecek. Soruşturmada bir skandal daha açığa çıktı. Polisin, olaydan yarım saat sonra Sarısülük'e ateş edenin Ahmet Ş. olduğunu belirlediği ancak görüntüler açığa çıkıp savcılık el koyana kadar bu durumu savcılığa bildirmediği anlaşıldı. Bu durum, görüntülerin açığa çıkmaması halinde cinayetin faili meçhul kalacağını ortaya koyarken, olay yeri incelemesinin neden 6 gün sonra yapıldığına da açıklık getirdi.


Polis, öldüresiye dövdü, ateşe attı, bırakıp gitti

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara
Fotoğraflı

Taksim Gezi Parkı protestoları sırasındaki polis müdahalelerine yönelik tartışmalar sürerken, Antalya'da 3 gencin 17 polis tarafından dövülmesi görüntüsünden sonra, yeni bir işkence kaydı daha açığa çıktı. İstanbul Sancaktepe'de 5 polisin dövdüğü Hakan Yaman'ı daha sonra yaralı halde sokak ortasında bıraktıklarını gösteren kayıt, savcılığa sunuldu. Suç duyurusunda ise görüntülerden daha vahim iddialar yer aldı. Avukat Elif Eylem Kınacılar, dilekçesinde, Yaman'ın vücudunda kırıklar olduğunu, görme kaybı ve yanıklar bulunduğunu belirtirken, adli tıp raporunu da savcılığa sundu. Raporda da Yaman'ın vücudunda yanık izleri olduğu belirtildi. Görüntülerde, polislerin Yaman'ı yerde sürükleyerek, yolun ortasına nasıl bıraktıkları net biçimde görülüyor.


21 Haziran 2013 Cuma

1997'den 2013'e: İki Kızılay

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

İktidarın her biçiminin bu denli kutsandığı bir ülkede doğmak bütün talihsizliğimiz.

Arşivleri karıştırıyorum.
Milliyet'e daha ilk adımları attığım o yıl, o temmuz, o Kızılay:
29 Temmuz 1997
Kadrosuzların meydana çıkmasına izin vermediğinden gazete, elimde makina, gizlice Kızılay'dayım.
Ankara Valiliği, Kızılay'da eylem yapılmasına izin vermediğinden, Ankara'ya "gizlice" giren yüzlerce araçtan inen binlerce kişi akın ediyor meydana.
8 yıllık kesintisiz eğitim tasarısı protesto etmek istedikleri.
Gaz yeni yeni giriyor envantere, TOMA zaten yok.
Copları ve öfkeleri var polislerin.
Bir de dönemin iktidarının ve aslında iktidar olan askerin emri: Yapmayacaklar.

Örgütün adı "Çarşı"ymış

47 yaşındaki şüpheliye soru: "Neden abi diyorlar"

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Beşiktaş'ın taraftar gruplarından Çarşı'ya yönelik Gezi Parkı operasyonunun detayları gün ışığına çıkmaya başladı. Tutanaklara göre, savcılık, şüphelilere yönelttiği örgüt suçlamasını "Çarşı" grubunun örgüt olduğu tezine dayandırdı. 47 yaşındaki taraftar liderine de bu eksende, "Neden size herkes ağabey diyor" sorusu yöneltildi. Tutanağa, hakimin, "Şüphelilere karşı masumiyet gereği saygılı bir dil kullanıldığını" belirtmesi de dikkati çekti.

19 Haziran 2013 Çarşamba

Balyoz tebliğnamesinde Gezi esintileri:

Farklı ideolojiler birleşir, hükümeti yıkmayı amaçlar

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, Balyoz darbe planı davasına ilişkin tebliğnamesinden güncel tartışmaları da ilgilendiren tespitler çıktı. Tebliğnamede, darbenin nasıl yapılabileceği 5 adımda anlatılırken, herkesin darbe suçunu işleyebileceği, farklı ideolojilerden gelen insanların bu konudaki ortak amacının hükümeti yıkmak olduğu, bunun için de öncelikle sokak eylemlerinin kullanıldığı vurgulandı.


Gönderilen silahla, merminin çapı uyumlu

Ailesinden talep: O polisi tutuklayın

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Taksim Gezi protestolarının Ankara ayağında vurularak yaşamını yitiren Ethem Sarısülük'le ilgili soruşturmada, polise ait olduğu silah Adli Tıp Kurumu tarafından incelemeye alındı. Silahın 9x19 mm çapında ve Mega Cal marka olduğu ortaya çıktı. Sarısülük'ün başından çıkartılan merminin de 9 mm olması, silahın çapıyla, merminin çapının uyumlu olduğunu ortaya koydu. Sarısülük'ün ailesi ise çarpıcı kanıtları sıralayarak savcılığa başvurdu ve emniyet tarafından ismi 11 gün sonra bildirilen A.Ş. adlı polisin tutuklanmasını talep etti.

18 Haziran 2013 Salı

Adalet Bakanlığı, twitter için harekete geçti

Bürokratlara "inceleme" talimatı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Adalet Bakanlığı, hükümetin Gezi Parkı protestolarının altyapısını oluşturmak için kullanıldığını iddia ettiği twitter ve facebook'un kullanımı konusunda yasal düzenleme yapmak için harekete geçti. Bakanlıktan, ilgili bürokratları, bu konudaki yasal boşluğun doldurulması için hazırlık yapılması talimatı verildi. Bürokratlar da dünyada bu tür düzenlemeler bulunup bulunmadığını, sınırların nasıl çizildiğini araştırmaya başladı.
Başbakan Recep TKayyip Erdoğan'ın "bela" olarak nitelendiği twitter'ın, Gezi Parkı protestolarının örgütlenmesinde "amaç dışı" kullanıldığını savunan hükümetten gelen mesajlar üzerine, Adalet Bakanlığı harekete geçti. Bakanlık, bürokratlara, bu konudaki yasal boşlukların saptanması ve bir yasal düzenleme için hazırlığa geçilmesi talimatı verdi.

Sarısülük soruşturmasında garip gelişmeler

Bir garip soruşturma

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Ankara'daki Gezi Parkı protestoları sırasında başından polis tarafından vurulduğu iddia edilen, yaşamını yitirdikten sonra kafasından mermi çekirdeği çıkartılan 26 yaşındaki Ethem Sarısülük'ün ölümüne ilişkin soruşturmada garip gelişmeler yaşandı. Haftasonu yapılan otopsinin ardından, pazartesi günü şüpheli polisin sorgusunun yapılması beklenirken, savcılık, emniyetten gelen "şüpheli ismi" ve "şüpheliye ait silah"la yetindi. Hala açığa bile alınmayan çevik kuvvet polisine ait olduğu iddia edilen silahın kriminal incelemeye tabi tutulacağı, mermi çekirdeğinin bu silahtan çıktığı saptanırsa polisin sorguya alınacağı bildirildi. Hükümetten gelen, "Göstericiler de vurmuş olabilir" açıklamaları ile yaşanan gelişmeler ise avukatları tedirgin etti. Sarısülük ailesinin avukatları, "Bu silahın o polise ait olup olmadığını bilmiyoruz. Garip şeyler oluyor. Deliller karartılabilir" uyarısı yaptı.


16 Haziran 2013 Pazar

"Tayyip Dayanışma Grubu"

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU
(gokcer.tahincioglu@milliyet.com.tr)

Arabalar ağır ağır ilerliyor. Günlerdir sokakları kaplayan yazılara benzemeyen adressiz ama herkesin adresini bildiği uyarı levhaları:
"Miting alanına gider."
Ak Parti'nin Taksim protestoları nedeniyle yapmayı kararlaştırdığı ilk "Milli İradeye Saygı" mitingi.
Burası Sincan.
28 Şubat'ta tankların yürüdüğü, belediyenin düzenlediği Kudüs Gecesi nedeniyle Refah Partisi'nin hedef haline geldiği, cumhuriyet yürüyüşlerinin yapıldığı, Milli Görüş'ün kalesi, özel araştırmalara konu olan bir "mağduriyet" ilçesi.
Ak Parti için her şeyin başladığı yer.

14 Haziran 2013 Cuma

Beyaz yakalar, esmer çocuklar

Kendine iyi bak beni düşünme

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Bir oyun gibi oradan oraya koşuşturuyorlardı. Oyun oynamamış çocuklardı. Gözlerinde büyülü bir şaşkınlık. İlk defa yolda yürüyenlerle, ilk defa o büyük binalardan çıkanlarla, ilk defa hep istemek zorunda olduklarıyla aynı saflardaydılar.
Birlikte gaz yiyor, birlikte bağırıyor ve ilk defa birlikte istiyorlardı.
Kağıt toplayıcısı iki çocuk.
Ne Gezi Parkı'nı biliyorlardı, ne oradaki ağaçları. Ne bir yaşam biçimleri vardı, ne kaybedebilecekleri bir standartları.
Ama işte ilk kez diğer kaybedenlerle birlikte, doğuştan kaybetmişler birlikte bağırıyorlardı.
"Direne direne kazanacağız."

Mevlüt ve Ahmet'in suratlarındaki kir, diğer eylemcilerin terleriyle karışmış, başkenti terli, yağ kokan ve kimseyi rahatsız etmeyen bir koku kaplamıştı.
Kızılay...

13 Haziran 2013 Perşembe

34 ölü, 1,5 yıl, 53 satır

Roboski'de şok ayrıntı: İlk görüntülerde kaçakçı şüphesi oluşmuş

4 saat geçti, yerel birimlerden sormadılar

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Şırnak Uludere'de savaş uçaklarının bombalarıyla 34 kişinin öldürülmesine ilişkin soruşturmada verilen görevsizlik kararının 4 sayfadan ibaret olduğu, 4 sayfanın 3 sayfasında ölenlerin ve yakınlarının isimlerinin yer aldığı ortaya çıktı. Şüphelilere hiç değinilmeyen kararda, yapılan yazışmalara rağmen Heron görüntülerini izledikten sonra "vur" emrini kimin verdiği ya da bu emri vermekle hangi birimin sorumlu olduğuna yönelik en ufak bir ayrıntı yer almadı. 1,5 yıldır yürütülen soruşturma sonunda, sadece 53 satırdan ibaret olan bir karar kaleme alındı. Ancak 53 satırdan şok bir detay çıktı. Kararda, kaçakçılarla ilgili ilk görüntülerin 17.20'de alındığı, bu görüntüleri inceleyen birimlerin "kaçakçı ya da terörist" değerlendirmesini yaptıkları vurgulandı. Grubun terörist olduğuna karar veren birimlerin emriyle 21.40'tan itibaren 4 bomba atıldığının anlatıldığı karar, ilk görüntülerden sonra geçen 4 saatte yerel birimlere bu kişilerle ilgili soru yöneltilmediğini açığa çıkarttı. Buna rağmen kararda, bu ayrıntılara girilmedi.

12 Haziran 2013 Çarşamba

11 Haziran 2013

Savcılığın, 1,5 yıl sonra açıkladığı Roboski gerekçesi

"Değerlendirme hatası"

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Uludere'de 34 köylünün savaş uçaklarının bombalarıyla öldürülmesi olayıyla ilgili soruşturmayı 1,5 yıldır yürüten ve soruşturmayı sonlandırmaması eleştiri konusu olan Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, tartışma yaratacak bir karara imza attı. Savcılık, dosyayı, "terör suçu ve örgütlü suç" olmadığı gerekçesiyle, görevsizlik kararıyla Genelkurmay Askeri Savcılığı'na gönderdi. Kararda, askerin, Heron görüntüleriyle ilgili "değerlendirme hatası" yaptığı belirtilirken, işlenen suçun "taksirle öldürme" ya da "görevi kötüye kullanma" olarak tanımlanabileceği, bu suçların da özel yetkili savcılığın değil askeri savcılığın yetkisinde olduğu vurgulandı. Şüpheli isimlerinin yer almadığı karar, geçen 1,5 yılda şüpheli olabilecek konumdaki tek bir askeri yetkilinin ifadesi alınmadan verildi.

9 Haziran 2013 Pazar

9 Haziran 2013

Merkez kaç

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Küçücük, kimselerin bilmediği bir kasabadan çıkıvermişti. Arabaların bile çıkamadığı o yollardan çıkıp gelmenin ne kadar değerli olduğunun farkında bile değildi.
Kocaman erkekler ordusunun, kocaman değer yargılarını yıkarak, sislerin arasından sıyrılarak, canı acıyarak, hırslanarak ve anlamayarak.
Çıkmıştı ya yeterdi.
Artık, diğerleriyle eşit sanıyordu kendisini.
Eşitler arasındaki bütün yarışlara girebilirdi.

4 Nisan 2012


Kamber Ateş, şimdi nasılsın?

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Zafer Çarşısı'nın önünde buluşma.
İzmir'den, Mersin'den, Diyarbakır'dan, İstanbul'dan darbe mağdurları, Devrimci 78'liler Federasyonu'nun pankartı altında toplanıyor.
İdam edilen Erdal Eren, Veysel Güney, Erdoğan Yazgan, Serdar Soyergin, Ömer Yazgan, Necati Vardar, Mustafa Özenç'in aileleri, işkencede katledilen Enver Karagöz, Zeynel Abidin Ceylan, Hayrettin Eren ve nicelerinin yakınları. Önce birbirlerine sarılıyor, sonra ellerinde çocuklarının resimleri, adliyeye yürüyorlar.
Hemen hepsi, Kenan Evren'in tek başına yargılanmasının yetmeyeceğini haykırıyor, bir dönemin, bir düzenin bütünüyle yargılanmasını istiyor.
Yine de yürüyorlar.
32 yıl sonra, bu kez hesap soran taraftalar.
İçlerinde, incecik, esmer bir adam; Kamber Ateş.


6 Haziran 2013

Birkaç dakikalık özgürlük şarkısı

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Bütün olup biteni anlamaya tek bir bakış açısı yetmiyor.
Ne solun geleneksel söylemleri, ne Kemalizm'in eski ezberleri, ne ulusalcı hassasiyet, ne antikapitalist söylem, ne emperyalist başkaldırı.
Sadece gençlik değil, sadece kadınlar değil, sadece solcular değil.
Ama hepsi en öndeler.
Nasıl hatmettiğimiz söylemler açıklamıyorsa yaşananları, eleştiriler de yetmiyor anlamaya karşı safları.
İşin tek bir yanını tutup da rutinleriyle konuşan herkes duvara toslayıp, coşkulu ve yaratıcı kalabalığın esprilerinin ana fikrinde buluyor kendisini.
Nasıl; dalga dalga Türkiye'ye yayılan ve belki de bütünüyle en doğru şekilde kendisini Taksim'de gösteren "ileri özgürlük" sevdası net olarak anlaşılamıyorsa bazı kesimlerce, Ankara da hala anlatamıyor kendisini bu muazzam kalabalığa.

6 Haziran 2013

Protestocunun yüzünden bu cisim çıktı

Orantısız şiddete hala soruşturma yok

Sarısülük'ün ailesinden şikayet

İzmir Başsavcıvekili: Resen soruşturmayı bilmiyorum, şikayet olursa bakarız

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU Ankara

Ankara ve İzmir başta olmak üzere çeşitli illerde Taksim Gezi Parkı nedeniyle başlayıp boyutlanan protestolara yönelik "darbe ve örgüt" suçlamalarıyla başlatılan soruşturmalar devam ederken, polisin orantısız şiddet kullandığı iddialarına yönelik işlem yapılmaması eleştiri konusu oldu. Ankara'da başına giren metal cisim nedeniyle yoğun bakımda bulunan ve halen uyutulan Ethem Sarısülük'ün ailesi ve avukatları, şikayetlerine rağmen sorumluların saptanması için adım atılmadığını iddia ederken, Abdullah Koç adlı göstericinin yüzünden de hastane kayıtlarına "plastik mermi" olarak geçen cisim çıkartıldı. Cisimle birlikte suç duyurusunda bulunan avukatlar, savcılığı harekete geçmemekle suçladı. Twitter mesajı gönderenlere yönelik başlatılan soruşturmayla gündeme gelen İzmir'de ise İzmir Başsavcı Vekili Ali Haydar Ölmez, çivili sopa taşıdığı iddia edilen emniyet mensupları ve orantısız şiddet kullanan polisler hakkında resen soruşturma başlatılıp başlatılmadığını bilmediğini belirterek, "Şikayet olursa başlatılır. Resen var mı bilmiyorum. Esasen bir eylemleri yoksa, emniyetin disiplin soruşturmasına konu bir olaydır" dedi.

14 Aralık 2012


Sultan

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Ağır ağır yıkılıyor binalar.
Depreme gayet dayanıklı, havuzlu, korumalı sitelerde, korunaklı hayatlar, izliyor haberlerde.
Gayet korunaklı makam araçlarından çıkıp, yumurtaya karşı bile önlem alabilen korumaların eşliğinde büyük planlar yapıyor, büyük imar politikaları üzerine, büyük adamlar.
Kentsel dönüşümün büyük mimarları, yıkılacak ve yapılacak evleri belirliyor, büyük büyük işadamlarıyla.
O büyüklüklerin içinden asla gözükemeyecek, lüzum olursa elbette cenazesine gidilebilecek bir küçük kız çocuğunun fısıltıyla duyulan feryadı geliyor, birkaç yakın kulağa.
"Yanıyorum, abi neredesin."

O küçük kız, Sultan.
Daha birkaç gün önce öldü, duymadınız.
Ya da çok azınız, bir üçüncü sayfa haberinde silik bir fotoğraf olarak gördü.

31 Mayıs 2013

Yepyeni bir hayat doğar

Arkadaşım, yaşamındaki bütün yenilgilere inat bir coşkuyla haykırdığında telefonda;
"Biliyor musun Gökçer, şu hayatta 1 Mayıs kadar beni heyecanlandıran bir gün yok" diye, aklıma o coşkuyu nasıl ve nerede bıraktığımı düşündüğüm zaman geldi.
Düşündüğüm zaman çünkü daha o gün, daha bir gün önce gittiğim 1 Mayıs alanındaki coşkuyu bir daha yaşayamayacağımı biliyordum.
Tıpkı, Newroz gibi.
Tıpkı, doğumgünleri, tıpkı baharlar, tıpkı umutlu Martlar, kızıl Mayıslar gibi.
İlkbaharın önüne dikilen acılar, hele ki o acılar, büyük ve kırmızı bir devrim umudundan kaynaklı değilse, içinizdeki gelincik coşkusunu da alıp götürüyor işte.

2005'in Mayıs ayının ikisinde, kardeşim, o çok sevilen polisiyelere inat bir gerçeklikle erken giden şanslıların arasına karışıverdi. İskambil kule yıkıldı, acı algıları dönüştü, gerçeğe uyanılan rüyanın kapısı açıldı.
Tıpkı bir 22 Mart gecesi, bir boşluğun içine kendini bırakıverirken büyük bir boşluğu armağan bırakan, sonradan bir başka kardeşim olduğunu anladığım, o küçük çocuk gibi.

27 Mayıs 2012

Varmadan onbeşine, kürtaj bile olamadı Elife

GÖKÇER TAHİNCİOĞLU

Elife, 14 yaşındaydı hamile kaldığında.
Küçücük, büyümesine izin verilmemiş bir Maraş kızı.
Büyük çınar ağaçlarının gölgesinde geçmiş ilk çocukluğunun hemen ardından, o çınar ağaçlarının yapraklarının sesleri arasında asıldı annesi ve ağabeyi tarafından.